Yuxarı

Türk yazar “azeri”ləri təhqir etdi – Mətn

Ana səhifə Maqazin
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Elnur Hüseynovun "O səs Türkiyə" musiqi müsabiqəsində qalib olması Türkiyədə bəzilərinin ürəyincə olmayıb. Onlar Elnurun Azərbaycandan gəlib Türkiyə birincisi olmasını rahat həzm edə bilməyiblər.

Bu fikirlər sosial şəbəkələrdə müxtəlif ironik statuslarla müşayiət olunub. Bəzən milli zəmində təhqir notları belə nəzərə çarpıb və bu da Azərbaycanda haqlı narazılıqla qarşılanıb.

Elnur Hüseynovun qələbəsini həzm edə bilməyənlərdən biri də Türkiyənin blog.radikal.com.tr saytının yazarı Bülənt Ərişdir. Onun "Keçmişdə Maks adlı it, bu gün azəri Elnur" adlı yazısını dilimizə çevirmədən olduğu kimi təqdim edirik:

"''Türkiye'nin en büyük yeteneği bir köpek olmuştu, bugünse Türkiye'nin 'O sesi' yarışmasını bir Azeri kazandı...''

Baştan söyleyeyim, kişisel sert görüşlerim doğrultusunda birçok eleştiri alacağımı düşündüğüm, değişik yönlerden de hiç beklemediğim tepkilere maruz kalacağıma emin olduğum bir yazı yazıyorum. Yapabileceğim tek şey elimden geldiğince düşüncelerimi kendimce doğru bir şekilde aktarabilmek ve eleştirileri, tepkileri önceden tahmin ederek savunmamı en baştan yapabilmek.

Köpek Max ile başlayalım, öncelikle sıkı bir hayvan hakları savunucusu olduğumu, insanı sevmenin diğer canlıları sevmekle başlayacağına inanların başında geldiğimi söyleyeyim. Bununla da ilgili bazı yazılarım da mevcut. Sorun Max değil, katıldığı yarışmanın formatı, kapsadığı ülke insanları ve öngördükleridir. Bir ülkenin 'Yetenek' yarışmasını bir köpek açık ara kazanıyorsa bence burada büyük bir sorun olmalı. 'Ama yurtdışı formatlarından birisini de başka bir köpek kazandı' derseniz, 'Bu beni ilgilendirmez ben kendi ülkeme bakarım' derim. 'Ayrımcılık, milliyetçilik mi yapıyorsun' derseniz, 'Yüzlerce yazımı koyarım ortaya önce bunu yalanlarım ve ardından bu topraklar benim, halk yine benim, sınırlar da benim' derim, 'Bu toplumun eksiklikleri, sorunları, yanlışları, zaafları, hataları yine benim' diye de eklerim. 'Hayvan ile insanları mı karşılaştırıyorsun' da derseniz, 'Bunu ben değil, yarışmayı düzenleyenler yapmıştı' diye cevap veririm.

Max'in birinci olduğu yarışmada hatırlarsanız bir sürü değişik kulvar vardı; şarkıcılar, jonglörler, akrobatlar, sporcular, oyun ekipleri, barmenler, ressamlar ve diğerleri. 'Demek ki hiçbirisi bir köpekten daha başarılı değildi'

Bu cümleyi değişik şekillerde yazabiliriz; 'Halkın gözünde hiçbirisi bir köpekten daha başarılı değildi' , 'Halkımız bir köpeğin diğer herkesten daha başarılı olduğuna kanaat getirdi' , 'Bir köpek bir sanatkardan daha başarılı olamaz ama halkımız bunu böyle değerlendirdi' , 'Hiçbirisi gerçekten de bir köpek kadar başarılı değildi'

Neresinden baksak ülkemiz adına bir facia ile karşılaşıyoruz, eğer ki kimse bir köpekten daha iyi değil dersek, neden bir tane Beyaz, bir tane Cem Yılmaz, üç beş tane gerçek ses, dört on tane dünya starımız var sorusunun cevabına ulaşabiliriz mesela. Yok öyle değil, bu topraklarda yetenek çok aslan ülkemizin aslan sanatkarları dersek, milyonların zeka seviyesini sorgulama hakkına da kavuşabiliriz.

Doğrusu şudur; azar azar ortaya karışık. Öncelikle ülkemizin getirildiği kültür yapısı, bırakın gerçek sanatı sanatçıyı ayırabilmeyi, ömrü boyunca daha hiç gazete kitap okumamış nesilleri yaratmış durumda. Aklı karman çorman, cahil bırakılmış, sadece kendisine verileni, sunulanı doğru kabul eden milyonların kararları ne kadar doğru olabilir. İkincisi hayali bir dünyada yaşıyoruz, sinema sektörümüz gerçek standartlarda yok, müzik öyle, resim öyle, edebiyat yine öyle. Sayalım kimler var, elin parmaklarından biraz fazla, neden böyle peki. Bu bir kısır döngü, imkansızlık yeteneksizliği ve var olan yeteneklerin kaybına yol açıyor, yeteneksizlik de yine bunu devam ettirecek nesillere ve bunların seçtiği yöneticileri gerçek kılıyor, bu gerçeklik ise her şeyi başa döndürüyor.

Hümanizm üzerinden tartışılabilecek, başkalarını küçük görmek bağlamında yargılanabilecek bir mevzu değil bu. Asıl, bu ülkeyi bu halde bırakmak buna izin vermek, karmaşayı çözümlemek için çabalamamakdır en büyük hata. Yanlışa saygı duyup köpek Max'in kazanmasına şaşırmazsanız bu ülke ileriye değil son yıllarda olduğu gibi sürekli geriye gider. Bir sonraki sezonunda da başka bir köpek vardı, neredeyse yine bir köpek kazanacaktı, Acun bir şekilde olayı engelledi hatırlarsak.

İşte maalesef bu acayip, resimi sporla, edebiyatı halk oyunlarıyla yarıştırıp misal, karman çorman ne yaptığını anlamayan insanların oylarıyla yitip giden insanları ve bu bağlamda da çöken, kaybolan bir ülke yaratmaya devam ediyoruz. Bu toprakları önde kılmalıyız ki gerçekten başarılı nesiller yaratabilelim. Ne olursa olsun önceliğimiz biz olmaktır bence.

Gelelim O Ses Türkiye'ye, nice güzel sesler kişisel hatalar ve oylarla yitip gitti yıllardır da bu sene çok daha acayip bir şey oldu. Türkiye'nin, bu toprakların 'O sesini' bir yabancı kazandı. Azeri Elnur, 200 küsur bu ülkenin evladını eleyerek birinci oldu. 'Olmaz mı, ayrımcılık, ırkçılık mı yapıyorsun' derseniz, 'Yapmıyorum, yapmam ama Elnur da kazanamaz, kazanmamalıydı' derim. O zaman yarışmanın adı neden Türkiye'nin sesi arkadaş, amaç ne, bir sektöre destek sağlamak, gerekirse ülke çapında ve dünya çapında özel sesleri ön plana çıkarmak değil mi? O zaman dünya yarışması olsaydı bu, tüm ülkelerde reklam dönseydi. Yahu nice sesler var yabancı ülkelerde, gelsinler katılsınlar. İşin bir de tam tersi var, bir tane Türkiyeli varmı ki gidipte bir yabancı yarışmada birinci olan, bırakın iki tur atlayan. Yanlışlar yanlışları, abukluklar saçmalıkları doğurmaya devam ediyor.

Amaçlarımızı, millet bilincimizi, toprak kavramını, yurt kavramını, gelecek inanışlarımızı her şeyimizi kaybettik, kaybettirilmeye de devam ediyoruz. Elnur iyi sestir, güzeldir, güçlüdür bana ne. Onun kazanmasının bu topraklara olan faydası ne ki bunu kabul edeyim. Onu birinci yapan, sms atan yüzbinlerin ruhaniyetini zaten anlayabilmiş değilim. Türkiye müziği için bence bir utanç günü olarak kabul edilmelidir yaşananlar.

Ha bir de komplosal teoriler var, Acun-Hükümet-17 Aralık-Paralel-Reza-Ebru Gündeş-Elnur treninde yolculuk eden. Ebru Gündeş'in kazandığına şaşırdım mı, hayır. Ben nereden bileyim arkadaş milyonlarca dolarlık sms'in tek bir yerden atılmadığını. Güvenimiz var mı, yok, olabilir mi neden olmasın, mümkün ihtimal dahilinde midir, evet".

Tarix
2015.02.20 / 10:49
Müəllif
Axar.az
Şərhlər
Digər xəbərlər

Radev Əliyevə zəng etdi: Səfər təxirə düşdü

Rəsmi İrəvan gərəksiz bəhanələr axtarmaq əvəzinə…

Bu, Ermənistanı yeni təxribatlara təşviq edə bilər

ABŞ-ın bu addımları bizi məyus edir - Hacıyev

Bakı və İrəvan sülhə yaxındır, ancaq… - Hacıyev

Akar ABŞ konqresmenləri ilə sülh prosesini müzakirə etdi

İrəvan İranın “qırmızı xəttini” zorlayır, həm də tək yox!

Arkov: Bakı buna çox sərt cavab verəcək

Erməni: Həyətim Azərbaycan ərazisinə düşür - Video

Vaşinqton bu ölkəyə qarşı yeni ittifaq yaradır

KULT
<>
Xəbər xətti
  
  
  
Axar.az'da reklam Bağla
Reklam
Bize yazin Bağla